Etimolojik olarak da fransızca kökenli bir kelimeyle Fransa'yı boykot etmek ince zekamızın bir ironisi midir yoksa zır stock cahilligimiz mi bilemedim.Bakınız Türk Dil Kurumu ne diyor:boykot fr. boycott a. 1. bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma. 2. bir kimse, bir topluluk veya bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme.
Fransa’yı boykot ediyoruz. İyi hoş da “boykot” Fransızca kökenli bir kelime. . .
Şu Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı konusunda yine ''saman alevleri'' , ''fevri abi,fevri-ye abla'' lardan geçilmiyor. Bir boykottur gidiyor arkadaş. Yurdumun atraksiyonsever insanlarının bir gazla başlayıp Fransanın haberi bile olmadan sonlandıracağı komedya olacak gibi görünsede (herzamanki gibi) tepki bilinçsizce şuursuzca gösterildiginde içimizde patlaması muhtemeldir, ekşi'ciler gibi 'bkz' vereyim yeri gelmişken 'bkz : warms oynarken bombayı kendi dibine bırakmak '' . Haberlerle klişeleşir cümleler, geleneksel hal almış olan protesto ve eylemler Beyazıd meydanında Fransa bayrağı yakılmasıyla başlar, market girişlerine "evcil hayvanlar ve fransızlar giremez" yazılmasıyla alevlenir ve bıçakla kesilmiş gibi bir anda son bulur. (Nasıl ve ne ile son buldugunu yazımın sonunda belirtecegim,okumaktan sıkılırsanız direk oraya atlayın).
Dönemsel olarak x ürünlerini boykot etmek furyasının son kurbanı da Fransa oluyor. Yansın broadway'ler, manager'lar, clio'lar (106 gti ve clio rs fiyatlar dip yapsa bari :D Bu arada vti fiyatları yine tavan tech'de daha cok boykot ederiz vtec piyasasını... ). Peugeot'larda hış zaten güvenlik konusunda. Citroen mi, Citroen ne lan? 99'larda az Ferrari, Lambo boykot etmemiştik değil mi? Hiçbirimiz almıyorduk falan onlardan.
Amerikalılar, İngilizler ve Almanlar kadar gizli sıtma olmadıkları için daha az sevimsiz buluyorum fransızları. Hiç değilse koca ve kıl aldırmadıkları burunlarıyla bizi sevmediklerini ve ilkel bulduklarını tüm samimiyeleriyle dile getirebilen adamlar. 5 yılda bir' fransız malı tüketmeyelim' çılgınlığına kapılana kadar, önce tüketmeden önce üretmeyi öğrenebilmiş bir millet olamadığımız için fazla takılmayalım bu işeme seline.
liberté égalité fraternité ulan!
Bunu da anlamış degilim henüz, 'fransız malı vurgusu...'Kimse de demiyor aga bu nedir!, Yüzde yüz bize ait tarhanadan başka ne var , İSOT'u da meksika biberinden çıkarttık mı tamamdır!
Ekonomik olarak kısa vadede sekte vurur mu vurmaz mı, boykot duygusal bir tepki mi, ekonomik olarak bir gözdağı mı kimse bunları konuşmuyor. Aslında fikri bir yanlışlığın kurbanıdır bu ürünler,fransız ürünü, darende mamülü, siverek asması ya da nikaragua ürünü şeklinde işaret edilen ürünlerin ifade ettikleri bir ulusallıkları yoktur. Hammaddenin bir araya gelerek ürünü oluşturması; ürünün tüm hammaddesi o ülkeden çıkıyor, tüm insan kaynağı ve makinesi o ülkeden temin ediliyor, tüm üretim mekanizması o ülkede ilerliyor hatta son kertede o ürün yalnızca o ülkenin iç pazarına çıkıyor olsa bile ulusal bir ürün değildir. sadece o ürün küresel dünyada artık öyle olmasa bile o ülkede üretilmiştir. Ürünün milliyetçiligi bununla sınırlıdır. Bu son cümle çok önemli. Üretimin zart ülkede olması ürünü bir vatandaş gibi o devlete tabi yapmaz. Zurt mala bir bireymişcesine haklar tanımaz. Soykırım tasarısından örnekle somutlaştırırsam; sen o malın üzerine gidip, ermeni soykırımı yapılmamıştır yazsan, o mal tutuklanmaz. bu bir suçsa yapan olarak sen tutuklanırsın. Ama ürün yaşamına o şekilde devam eder.
İnsanların yaptığı temel yanlışlardan biri ulus devleti diğer her şeyin üzerinde görmeleri ve en ufak ekonomik/sosyal/kültürel nosyonu ona atfetmeleridir. Bu sadece bizde var olan bir şey diye böyle diye söylemiyorum. Hemen herkes, her millet bu hataya sıkça düşüyor neredeyse. O ürün, üretildikten sonra üzerine ne etiketi yapıştırılırsa yapıştırılsın etiketin onu anlatamayacağı bambaşka bir şey halini almıştır. Biz belkide üretme kültürüne sahip olmadıgımız icin daha cok düşüyoruz bu hataya.
Vakt-i ile zamanında yine böyle bir boykot rüzgarları estiğinde Renault ve Citroen'in anahtar teslimi fiyatlarında kampanyaya gitmesi ile yalan olmuştu, bu boykotta yıl sonuna denk geldigi için yüksek indirimlerle otomotiv pek etkilenmeyecektir, yeni c4 ler bu kadar ekonomik ve uygun olduktan sonra , 2 lira indirime tav oluruz...: ) Ayrıca üzerinde ''made in Schwedische lisansı ile üretilmektdir'' yazan kibritinle kimi boykot ediyorsun a kuzum! neolitik çağda bile daha fazla üretim vardı .
Az önce kütüphanemdeki fransız yazarlara ait tüm kitapları yaktım Voltaire ve J.J Rousseau 'dan başladım,Zaten birbirilerinide hiç sevmezdi hıyartolar. Yerine Yılmaz Özdil'in kitabını koydum bir de Esra Erol'un kara duvak' ı almayı düşünüyorum. Zaten onun bitanecik kitabı bütün fransız yazarların kitaplarını döver bi kere. hıhhh . Milan Kunderam benim...
Ve yine korkutur beni fevri abiler,n ,fevriye ablaların yüzünden Pascal Nouma nın artık türkiye'de iş alamaması ihtimali. Boykottayız ya : ) Kanunen degil de, anca halk iradesiyle gerceklesebilecek bir eylem aslında boykot fazlasına zaten kondüsyonumuz yetmez. Gumruk birligi ve dunya ticaret orgutuyle turkiye arasindaki anlasmalardan dolayi hukumetin ithalat yasagi gibi resmi onlemler almasi hukuken mumkun olsa da pratikte turk urunlerinin avrupa birliginde, ki turkiye'nin en buyuk ihrac pazari, satisinin yasaklanmasina kadar gidebilecek karsi onlemlerle cevaplanabilir.
Komikliğin daniskasıdır, tarih boyunca bir çok ülkenin mallarını boykot ettiğimiz halde birinden bile sonuç alamamışız. Boykot u bile becerememişiz geçmişimizde. Örneğin avusturya'nın bosna hersek'i ilhak etmesi ve ardından Bulgaristan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Osmanlı fes boykotu adı verilen süreç başlamış ve bu ülkelerin malları boykot edilmiştir. sonuçta hiçbir şey olmamıştır. ( kpss ögrencisi olmak tarihi sevmek yerine çalışmak zorunda olmak güzel şey...)
Yakın tarihte ise İtalya ile yaşanan Abdullah Öcalan krizi nedeniyle italyan mallarını boykot etmiştik sonuç ise sıfıra sıfır elde var sıfır. O zaman da bazı aklıevvel protestocular beyoğlu italyan konsolosluğuna eyleme geliyoruz diye yola çıkıp, içindekilerin %90'ı türk olan italyan lisesi'ni taşlamışlardı.
Sonuç olarak bir iki ay fransız mallarını boykot ederiz. Daha sonra yaşanan olumsuzluklar unutulur ve paşa paşa bu malları kullanmaya devam edersiz. Türk'ün Türk'e propagandasını yapmış oluruz sadece.
Gelmiş geçmiş en fevri en tribüncü hükümet (Akp) bile daha sogukkanlı olacaktır eminim (Cezayir soykırımı heykeli dikecegiz deyip milletin gazını aldıktan sonra tabi). Milletten ziyade devletin boykotunu ancak boykottur, etki sahibidir aslında. Hayde bakalım.. tıkasınlar fransız mallarının yolunu. araba, giyim, parfümeri... Ne varsa. Sokmasınlar sınırdan içeri. olanları da kapasınlar "küstük sizinle" diye. Öyle büyükelçiyi çekmekle olmuyor bu işler. Ama bu hamlede şemsiyeyi arkadan kendimize dogru dogrultmaktan başka bir şey degildir.
Türk hava yolları uçagında börülce yerine 'french green bean in olive oil' yazarak olmaz bu işler.Ha birgün Air France'da 'Turkish green spinach' adlı bir ürün verebilirsek yolculara, o zaman olmuşuzdur. Döner, baklava bile dünyada yunanlıların bilinirken, çok fırın ekmek yememiz lazım. Kendi boykotumuzda boguluruz yoksa.
Boykot edelim edelim de, bir tane avrupa ülkesine de ''size mal satmıyoruz'' çekelim ,var mı gücümüz yok....Veresiyeye bindirdiği için bakkal değiştiren memura benziyoruz. Lakin taş çatlasa 6-7 bakkal var. Dönüp dolaşıp ayrı zamanlarda boykot ediyoruz kısır döngü içinde yüzüyoruz (yarı olimpik). Memleketi bu kadar dışarı bağımlı hale getirip, yabancı sermayenin kucağına oturttuktan sonra, mangalda kül bırakmayan açıklamalara inanıyoruz. oysa ki, mangalda ne ateş kalmış ne kül ne de duman.
Gelelim otomotive.. Fransız otomobilleri; kıçı kırık deriz hepimiz sözde bu markalara; Citroen, Renault, Peugeot, Dacia..... Çok da eski olmayan bir tarihte Sovyetler tarafından halkının dörtte biri açlıktan öldürülen Ukrayna otomobil üretiyor da, iç karışıklıklar, devrim ve ve on yıllık savaştan çıkmış İran otomobil üretiyor da sen yıllardır otomobil montajı yapıyor, yedek parçası üretiyor ama otomobil üretemiyorsan, bunun suçlusu "Türk yapamaz" '' bizim harcımız degil ''mentalitesiyla kıç büyütüp ukala dümbelekliği taslayan zihniyetimizdir.Daha açık bir ifade ile bir İbrahsim Tatlıses cesaretine ihtiyacımız var...
Fransızın bf goodrich, michelin (Bora'da ben de hep michelinle kullandım) i var da bu markalar milliyeti yokki., Otomobil yedek parçasında fransız valeonun, yine fransız snr rulmanlarının yerine ikame üretim yapan onlarca türk sanayi firmasını boykot etmiş olmayacak mıyız, bu markaları boykotlarsak, yine şemsiye.. Yine arkamızda...
Facebook'ta ki yeni uygulanan profil özetini kendimize uygulasak milletçe profilimiz şu olurdu herhalde x yıl : '' Türkiye bunu boykot etti''
x+ y yıl sonra :
'' Ayrica bunu boykot eden bunu da boykot etti;
.İsrail ürünlerini boykot
.İtalya ürünlerini boykot
.Amerika ürünlerini boykot
.
.
.
.
Ha bir de olaya 'Fransız' kalmayalım,
Şimdi AXA sigortayı da boykot etmek istiyorum demeliyiz ozaman.. Ama Yüce Ordumuz'un OYAK'ıyla %50 ortaklığa girişmiş olması beni düşündürüyor. Görevdeki veya emekli her üye askerin maaşının %10'u da bu ortaklığa gidiyor. Dolayısıyla boykot TSK'yıda kapsıyor, ufuklara dogru gözümüzü odaklamalıyız..'wrong way' işaretine degil.
"Le cola'yı fransız malı zannedip arkadaşlarla bim'i bastık, feyizli bir abi bizle sohbet etti. şimdi namaza gidiyoruz. nereden nereye." diye paylaşıldı bolca face de twitter'da bu ileti. bizim boykot da o hesap.. tarih okuyan insanlar bu boykotun hiçbir işe yaramayacağını şimdiden görüyordur eminim.
Konuyla ilgili bir diğer fikrime gelince, bu yasanın düşünce suçundan farkı yoktur. Hatta öyledir. Bence yoktur sizce vardır. Yok diyeni cezalandırmakta neyin nesidir. Fransızlar'ın çağdaş, özgürlükçü, eşitlikçi, kardeşlikçi, fikre değer veren bir millet/ülke olduğu söylenir ancak madem öyle neden fransız devrimine ihtiyaç duymuş olsunlar ki? (Bu örnek aklıma urfa'dan adam çıksaydı okadar peygamber gelmezdi lafınıda hatırlatıyor, üzülerek veriyorum bu örnegi burada :D) hele bir de (bkz: parfümün icadı) ve (bkz: şemsiyenin icadı) ile ilgili rivayetlere inanıyorsak gözümüzden tamamen düşen bir millet oluyor fransızlar . Hani nerede özgürlükçülügünüz , nerede demokratik dinamikleriniz... (bkz: o iğreç ama pek bi popüler '' french kiss'' de olmasa hiç çekilmezler ha )
Türk Hava Yolları'nın milyar dolarlık Airbus a321 siparişi orta yerde durur, benim vatandaşım kıçı kırık arabasını parçalayarak vatan kurtarır... (Olay gerçek balyozla parçalamış...)
Ha bir de birden fransız düşmanı kesilmemiz var, bugüne kadar nerdeydik, 98'den beri indirilir kaldırılır bu konu. Tek günlük bizim aşklarımız,nefretlerimiz... ^ France National Assembly Law, ile bunun altı yapılıyordu, o zamandan beri meclistedir zaten bu konu. 2000 de de... http://www.armeniangenocide.org/Affirmation.154/current_category.7/affirmation_detail.html
Bir tek Fransızlar mı ki ?? Ermeni kırımını soykırım olarak tanıyan ülkeler : (Yazayım da belki yazının taaa buralarına kadar okuyan bir müslüman çıkar, fransız modası geçince bir ara bunlara da dalarız...) Arjantin,Belçika,Kanada,Şili,Kıbrıs Cumhuriyeti,Yunanistan, İtalya, Litvanya,Lübnan,Hollanda,Polonya,Rusya, Slovakya,İsviçre, Uruguay (korkarım fener Forlan 'ı transfer etmekten vazgeçer... ),Vatikan,Venezuela, Abd....
İddaya bile konu taşındıysa şu dakikadan sonra Nihat Doğan'ı da sahnelere bekliyorum ben...Yanında ekürisi İzzet Yıldızhan'ı da getirebilir. Fransa Ulusal Meclisi'nde 'Ermeni soykırımını inkar yasası' teklifinin kabul edilmesi sonrasında bir boykot kararı da İddaa'dan geldi
Sakarya'da da berberler fransız kozmetik ürünlerine boykot yapmış,ama french maniküre devam ..:)
Durum çok vahim. fransız sokağı tekrar cezayir sokağı olsun kampanyasının başını Nihat Doğan çeksin lütfen :D
Bu boykotumsu duruş(kesinlikle tam bir boykot degil) her sene, olmadı iki senede bir tekrarlanır. İnsani değerlerin pazarlık konusu yapılmasından başka bir şey ifade etmez. Gerçekte hiçbir şey yapılmaz, facebook'lara kurdale asılmalarından başka.
Son olarak ne olur derseniz, İddia'nın tavrından esinlenip bülten de maç yorumlar gibi son veriyorum yazıma. ''Bu maçı kuponlara alt olarak yazabilirsiniz .. Yani onuncu günün sonunda da, her zaman olduğu gibi o top patlar, biz de daha ezanı beklemeden top'un ışıgını görünce orucumuzu açarız, gittigidiyordan Chanel bakarız , pek haz etmedigim Fatih Altaylı'nında dedigi gibi ''Paristen aşşağı kasımpaşa'' demeli biraz.