Fındıkzade'de çok özel bir müzik atölyesi gezdim, çok önemli iki müzik adamıyla tanıştım. Biri genç diğeri genç babası genç. Veysel müzik! Baba oğul , Cengiz ve Veysel Sarıkuş.
Cengiz Sarıkuş 1949 Malatya doğumlu İstanbul Üniversitesi sanat tarihi mezunu aynı zamanda arkeoloji eğitimi de almış, 26 yıl sanat tarihi öğretmenliği yapmış bir yaşayan efsane. Vicdansız dediği (şakayla karışık) oğlu Veysel’in ismini taşıyan Veysel müzik evinde sayısı 20’yi aşkın birbirinden farklı enstrümana dokunuyor, hayat veriyor. 13 yaşından beri saz yapıyor. Agop Ohanyan gibi çeşitli ustalarla çalışıp ud ve kanun yapımında ustalaşıyor. 1973’ de Aksaray da atölyesini açıyor ve şuana kadar dünyanın dört bir yanında var olan yetiştirdiği 10 ustasıyla da kök salmış bir çınar adeta.
Bir çok popüler sanatçının da son yıllarda elinden düşürmediği nev ud ise yine Cengiz hocanın icadı. Kalıp gitara yakın bir benzerlikte bir saz olan nev ud sırtının ovalliği sayesinde sazın içerisinde sıkışan sesleri dışarı atmakta olup tam davudi sesler veriyor. Bir başka özelliği ise mızrapsız da çalınabilmesi. Sahip olduğu kendine özgü şekliden ötürü dize rahat yerleşmekte (Cengiz amca kilolu bayanların kullnımına da ideal diyerek espriyi patlatıyor ).
Oğlu Veysel ile o gün tanışmamıza ragmen samimiyeti,sıcaklığı yıllardır kemikleşmiş bir dostluk enerjisi veriyor insana. Bir ziyaretle, bir merhabayla bile bir dost kazanabilirsiniz ki biz atölye gezimiz sonrası Veysel Sarıkuş ile güzel bir gece geçirdik (bol sohbet). Veysel’ de keman konusunda çıtayı ileriye taşımış ve tıpkı babası Cengiz Sarıkuş gibi onun da yaptığı kemanlar Türkiye’de bir çok keman sanatçısı tarafından el üstünde tutuluyor ve baba oğulun sanatının şöhreti çoktan uluslarası boyuta ulaşmış durumda
.Boynuz kulak ilişkisi mevcut burda anlaşılan.(Veysel beni internete koyma dediği için kemanlarından bir örnek koyuyorum sadece )
Fabrikasyona üretimlerin domine ettiği müzik piyasasında gerçek,özgün ve ruh sahibi enstrümanlar ancak usta elerden çıkabiliyor. Çünkü her bir santimine emeklerini, ruhlarını veriyor baba oğul sanatkarlar.
Atölyeleri o kadar doğal, zengin ki herhangi bir yapay sermayeyle kurulması imkansız..
Vitrinler Cengiz amcanın yıllardan beri arşivlediği (müze dense yeridir ) ud, cümbüş gibi bir sürü antika saz ve plaklarla dolu. Kendisinin arşivinde çok önemli osmanlı eserleri de var ayrıca. ( tabelayı müze diye değişseler daha doğru aslında).
Kendisiyle kameranın çok da farkında olmadığı samimi sıcak bir sohbetimiz oldu. Geçmişten bu yana müzik, müzisyenler ve kendisine dair bir çok şey paylaştı ,sağolsun İşte linki:)
Bir gün yolunuzu mutlaka Haseki'ye düşürün ve veysel müziği ziyaret edin. Bir daha gitmek isteyeceksiniz
Vitrinler Cengiz amcanın yıllardan beri arşivlediği (müze dense yeridir ) ud, cümbüş gibi bir sürü antika saz ve plaklarla dolu. Kendisinin arşivinde çok önemli osmanlı eserleri de var ayrıca. ( tabelayı müze diye değişseler daha doğru aslında).
Kendisiyle kameranın çok da farkında olmadığı samimi sıcak bir sohbetimiz oldu. Geçmişten bu yana müzik, müzisyenler ve kendisine dair bir çok şey paylaştı ,sağolsun İşte linki:)
Bir gün yolunuzu mutlaka Haseki'ye düşürün ve veysel müziği ziyaret edin. Bir daha gitmek isteyeceksiniz